26 Mayıs 2013 Pazar

Hafif Topu Bul

8 tane bilardo topumuz var bu toplardan birisi hafif diğer 7 tanesi aynı ağırlıkta ve birde elimizde baskül terazi var bu teraziyi iki kez kullanma hakkımız var.

Biz bu 8 toptan hafif olanını bulabilir miyiz?
Unutmayın teraziyi sadece iki kez kullanabiliriz.




 Çözüm :

8 tane topun iki tanesini ayırırım ve kalan 6 tanenin 3 tanesini sağ tasa diğer 3 tanesini sol tasa koyarım. Eğer eşit gelirse hafif top kenara ayırdığım iki toptan birisidir. kenara ayırdığım iki tanenin birini sağ tasa diğerini sol tasa koyarım ve hafif olanı aradığım top olur.

Eğer 3 erli koyduğum şartta bir taraf hafif gelirse hafif gelen kısımdaki o üç topu alır birini kenara ayırır kalan iki taneyi birer birer ayrı taslara koyarım. Eşit gelirse dışarı ayırdığım hafif olandır, eşit gelmezse hafif taraf hafif topu gösterir zaten :)

21 Mayıs 2013 Salı

2. Tüp Geçit

2 TÜP GEÇİT
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."

Sigara

Temel sinemaya gitmiş.

Yavaşla

YAVAŞLA
Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor... Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km." Hızını o an 80'e indirmiş Temel. Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km." Temel 60'a inmiş. Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40." - "Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını. Epeyce sonra yine bir tabela: "YAVAŞLA 15 km." Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş: "YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"

SİNYAL

Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu: - Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz? Temel: - Sol sinyal takıldı da.. 

TEMEL VE MAYMUN

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

9 Mayıs 2013 Perşembe

Uzaylılar Ormanda

ingiliz fransız alman ormanda buluşmaya karar verirler ormana ilk gelen m16 tabanca ile fransızdır arkadaşlarını beklemeye başlar. birden bir sarsıntı olur ve ormanı uzaylılar basar.

fransıza derler ya seni öldürecez ya da m16 yı g.tüne sokacaz fransız m16 yı seçer.

sonra alman keleşiyle uzaktan görünür aynı teklif ona da yapılır o da g.öte sokmayı tercih eder.

neyse ingilizi beklemeye başlarlar birden fransız gülmeye başlar. alman sorar noldu lan fransız?

-oluum görmüyonmu ingilizi tank'la geliyo

Japonlar Ve Türkler

Japonlar ile Türkler arasında temel bir düşünce tarzı farklılığı vardır.
Şöyle özetleyebiliriz :

Japonlar: Biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. Hiç kimse yapamıyorsa, ben yapmalıyım.

Türkler: Biri yapabiliyorsa ben neden yapayım? Hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım?

Aşk - Fıstık , Evlilik - Burmalı Kadayıf

 Aşk nedir dedi gurme olan bir müşterim, bende Antep fıstığıdır dedim. Şaşırdı açıklamamı istedi. Aşkın ta kendisidir Antep fıstığı dedim.

Kabugu çok serttir, dişini kırar, çok acıtır. Azıcıkta açıktır bir tarafı, gizem her zaman önemlidir derler içindekinin tamamını göstermez sana. merak edersin.

İçinin tadı çok güzeldir, ne kadar yersen ye hemen bir tane daha istersin. Fıstığın tadının sende oluşturduğu duygular hic bitmesin istersin.

Tuzsuz fıstık özünde yanında hiç birşey istemez. Patlayana kadar pes peşe yiyebilirsin. İnsanlar patlamasın diye tuz ilavesi akla gelmiştir.

insan tuzlu birşeyi fazla tüketemeyip bir yerden sonra kesilir. Bunu görünce öyle birşey olsun ki hem fıstığın lezzeti artsın hemde tüketme sınırı olsun demişler. Kavrulmuş Tuzlu Fıstık icad olunmuş.

Kavrulmuş fıstığın içi suyunu kaybettiği için çok daha yoğun olur, tıpkı minyon tipli kızların daha iyi sevgili ve anne olması gibi.

Fıstığın içi ufaldiği için hem daha fazla fıstık tüketirsin hemde aldığın zevk kat be kat artar. Tuz ise çok abartman durumunda güvenlik sibobudur.


Sonra ben bir soru sordum? Evlilik nedir? peki dedim. Nedir? dedi müşterim. Evlilik Burmalı Kadayıftır dedim. Bu sefer şaşırmadı.

Evlilik gibidir Burmalı Kadayıf, Antep fıstığının varlığını yücelten, en yüksek noktadır. Mükemmellik sınırıdır. Eğer günün birinde Burmalı kadayıftan daha lezzetli fıstıklı tatlı icad edilirse adını "mükemmel" koymamız lazım bence.

Burmalı kadayıfta fıstık en rahat tüketildiği formattadır. Kabuğu çıkarılmıştır, tuzsuzdur, piştiği için suyunuda kaybetmiştir. Üstüne üstlük aynen bir kadının guzel bir makyaj yaparak güzelliğine güzellik katması gibi fıstığın tadını daha da katlayan, sade yağ (ruj) ve kıvam (parfüm, kıyafet) barındırır.

Erkek ailesini koruyup sarmalar ve aileye her zaman şekil verir. İşte kadayıf ta burda erkeği temsil eder. Bir tepsi burmalı kadayıf düşünün bunun tamamına aile diyorum ben.

Burmalı kadayıfın orta kısmı en guzel kısmıdır. Bu kısım ise bence çocuktur. Fıstığın ve kadayıfın birlikteliğinin son noktasıdır çünkü.

22 Nisan 2013 Pazartesi

Dalıcı

Temel ile Dursun iddialaşıyorlarmış “Ben daha iyi dalarım” diye. Temel: – “Haçan ben 25 m’den denize dalarum da bana mısın demem.” Dursun itiraz eder: – “Yok yapamazsın!” Derken Temel: – “Gel uşağım, sana ispatlıyacağum.” diyerek çıkar 25 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar bir anda. Dursun iddiayı daha ileri götürür: – “Haçan ben de 30 m.’den denize dalarum da bana mısın demem.” Temel itiraz eder: – “Yok yapamazsin!” Derken Dursun: – “Gel uşağım, ben de sana ispatliyacağum.” diyerek çıkar 30 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar o da. Temel kızarak iddiayı daha ileri götürür: – “Ula ben şu dolu kovaya 2,5 m.’den dalarım.”. Dalardın, dalamazdın derken çıkar Temel 2,5 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalması ile çıkması bir olur. Ne de olsa Temel iyi bir dalıcıdır. Dursun da kızarak iddiayı arttırır: – “Ula ben de şu dolu kovaya 3 m.’den dalarım.” Dalardın, dalamazdın derken çıkar Dursun 3 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalar ve çıkar. Öfkeden gözü dönen Temel: – “Ben ıslak bir havluya 2 m.’den dalarım.” demeye başlar. Dursun her zamanki gibi muhalefeti oynar. Bunun üzerine Temel: – “Getirin bakayım şu ıslak havluyu!” der. Çıkar 2 m.’ye ve balıklama atlar aşağıya. Yere ‘Güüüm!..’ diye çarpar başını. Sersemlemiş bir vaziyette doğrulurken söylenir: – “Kim sıktı bunun suyunu yahu?”

5 Mart 2013 Salı

Fıkralar ve Hikayeler


Kısırlaştırma



Soru:
Bir Buzdolabı nasıl kısırlaştırılır?

Yanıt:
Kapağı açılıp içindeki yumurtalar alınır.